KAÇ KİŞİ GELMİŞ ACABA
http://www.mynet.com
Her sabah okunacak isimler
HAZRETİ MUHAMMED(S:A:S)
Ebu Bekr-i Sıddık
Selman-ı Farisi
Kasım bin Muhammed
Cafer-i Sadık
Bayezid-i Bistami
Ebul Hasan Harkani
Ebu Ali Farmedi
Yusuf-i Hemedani
Abdülhalık-i Goncdüvani
Arif-i Rivegeri
Mahmud-i Encirfagnevi
Ali Ramiteni
Muhammed Baba Semmasi
Seyyid Emir Gilâl
Seyyid Muhammed Behaeddin
Alâüddin-i Attar
Yakub-i Çerhi
Ubeydullah-i Ahrar
Kâdi Muhammed Zâhid
Derviş Muhammed Hâcegi
Muhammed Emkenegi
Muhammed Bâkibillah
İmam-ı Ahmed Rabbani
Muhammed Masum Faruki
Seyfeddin-i Faruki
Seyyid Nur Muhammed
Mazhar-ı Can-ı Canan
Seyyid Abdullah Dehlevi
Mevlana Hâlid-i Bağdâdi
Seyyid Abdullah Şemdini
Seyyid Taha-yı Hakkâri
Seyyid Muhammed Salih
Seyyid Sıbgatullah-i Hizani
Seyyid Fehim-i Arvasi
Seyyid Abdülhakim-i Arvasi
Hüseyin Hilmi ışık
.
.
BÜYÜK ALİMLER
(Silsile-i aliyye)
Nebî, Sıddîk ve Selmân, Kâsım, Cafer, Bistâmî,
irfân kaynağı oldu, Ebül-Hasen Harkânî.
Ebû Alî Fârmedî geldi sonra bu meydâna,
çok Velî yetişdirdi, hem Yûsüf-i Hemedânî.
Abdülhâlık Goncdüvânî, marifetler semâsında,
dünyâyı aydınlatdı, hem Ârif-i Rîvegerî.
Mâverâ-ün-nehr ili, Tûr-i Sînâ gibi oldu,
nûrlandıranlardan biri, Mahmûd-i İncirfagnevî.
Alî Râmîtenîdir Azîzân ve pîr-i Nessâc,
çok kerâmet gösterdi, Muhammed Bâbâ Semmâsî.
Seyyid Emîr Gilâl de, ilm deryâsında sadef,
andan meydâna geldi, Behâüddîn-i Buhârî.
Alâüddîn-i Attâr, zemânının kutbu idi,
Yakûb-ı Çerhîde oldu zâhir, envâr-ı rahmânî.
Ubeydüllah-i Ahrâr ve kâdî Muhammed Zâhid,
Dervîş Muhammed geldi ve Hâcegî Muhammed Emkenegî.
Bâkî billahdan gelen, nûrlara kendi de katıp,
binlerce kalb temizledi, imâm-ı Ahmed Rabbânî.
Urvet-ül-vüskâ Masûm ve Seyfeddînle seyyid Nûr,
ve Mazherle Abdüllah, sonra Hâlid-i Bağdâdî.
Feyz verdiler bunlar da, sonra bu nûru Abdüllah,
Anadoluya yaydı, hem de Tâhâ-yı Hakkârî.
Hem seyyid-i Sâlih de, kardeşin yerini tutup,
fenâ-fillâha kavuşdu Sıbgatullâh-i Hîzânî.
Bu üç Velînin sohbetlerinde yükselip,
mürşid-i kâmil oldu, seyyid Fehîm-i Arvâsî.
Bu otuzdört Velînin kalbleri, bir ayna gibi,
yaydılar hep cihâna, envâr-ı Resûlillâhi.
Bütün bu nûrlar en son, toplandı bir hazînede,
ismi bu hazînenin: Abdülhakîm-i Arvâsî.
kâfirler yanacak, kurtulur ancak iyi insan!
İyi insan olmak için, Muhammed aleyhisselâma inan,
Cehenneme girmeyecek, bu son Peygambere uyan.
Aman yâ Rabbî, el-aman! Garîb oldu âhır zemân!
İslâmiyyet unutuldu, moda oldu harâm, yalan!
Ömür geçer, herşey biter, kâfirlerin gideceği mekân.
karanlık bir çukurdur, arkadaş olur yılan, çiyan,
Hak teâlâ, bu vatanı pek kıymetlendirdi,
toprağının çok yerine müminler secde etdi.
Bu topraklardan gelen, ecdâdımızın seslerini duyan,
anlar ki, Cennete kavuşur, Muhammed aleyhisselâma uyan.
Yâ Rabbî! Bu vatanı koruyan kumandanlara yardım et,
bu millete hizmet etmeği, herbirine nasîb et.
Müminlere hizmet, çok büyük nimetdir,
bu nimete kavuşanın gideceği yer Cennetdir.
Müslimânın kabri, Cennet bağçesi olur,
bu nimete kavuşamaz, müminin kalbini kıran.
Vandan gelen bir Velî İstanbulda, senelerce,
bunları hep söyledi, yerleşdi hakîkî îmân.
Ankaranın toprağı, binüçyüzaltmışikide,
cem&i zıddeyn yaparak, şâd oldu Hâcı Bayram.
Düâ edeceğin zemân, Silsileyi oku hemân!
Sâlihleri söyleyince, yağar rahmet-i Rahmân!
Selâm olsun, düâ olsun, bu Hilmiden dâimâ,
Silsile-i aliyyenin ervâhına yâ Sübhân!
Hocam Hüseyin Hilmi Işıkdır
Onunla beraber,gece aydınlıktır.
Sonra, bir Fâtiha ile istigfâr düâsı okuyup, sevâbını Muhammed aleyhisselâmın mubârek rûhuna ve Enbiyânın ve Evliyânın ve Silsile-i aliyyenin ve Âbâ ve Ecdâdının ervâhına hediyye ve nûrlu kalblerine ilticâ etmelidir.
|